Sevilen birinin, özellikle de bir ebeveynin kaybı bir çocuk için yaşamdaki en zor olaylardan biridir. Ergenliğin; kişinin hem bedensel hem toplumsal alanda değişime upradığı, çocukluğun ve çocuksu anne babab imgelerinin kaybının söz konusu olduğu bir dönem olması nedeniyle; bu dönemdeki gerçek kayıpların etkisi dikkate değer olacaktır. Bu çalışma kapsamında, ebeveyn kaybı geçmişi olan bir ergenin Rorschach protokolü incelenmiştir. Hasta, 16 yaşında lise öğrencisi bir kız ergendir ve yedi yıl önce baabsı beklenmedik bir şekilde vefat etmiştir. Bu kayıp yaşantısının hemen ardından fiziksel şikayetler başlamış olup bu durum migren ve gastirt teşhiis almaya kadar gitmiştir. Hastaya Rorschach testi uygulanmıştır ve değerlendirme Fransız Okulu sistemine göre yapılmıştır.Bunun yanı sıra çalışma dahilinde psikanalitik kuram çerçevesinde ergenlik ve yas konularına değinilmiş olup; olguyla yapılan görüşmeler ve Rroschach protokolü, bu kuramsal temele dayanarak yorumlanmıştır. Hastanın yanıt sayısının bir ergene göre az oluşu, protokolün genel olarak depresif bir durumu düşündürmesi, nesne ilişkilerinde kaygının söz konusu olması ve bunun altında yatan nedenin nesne kaybı endişesi olabileceği gibi bulgular tartışılmıştır.