Bebeklerin ruhsal yaşamı, uzun süre çocukluk ve yetişkinlikten yeniden inşa edildikten sonra fark edilmeye başlanmıştır. Bebek gelişimi üzerine bilimsel araştırma ve bunun da ötesinde yeni doğan ve erken çocukluğun üzerine olan klinik uygulama; annelik, kreş, yeni doğan, anne ve bebek koruma servislerinde gelişim göstermiştir. Daha da iyisi, bebekler ile olan psikanalitik klinik, farklı yaşları anlamak üzere olan eğitimin deneyim alanı haline gelmiştir. Bu durum ruhsal aygıt, ruhsal aygıtın kökenlerine ve derin özneler arası işleyişe ve aynı zamanda ruhsal aygıtın patolojilerine ait bilginin yenilenmesine katkı sağlamaktadır. Altı farklı dinamiğin üzerinde durulmuştur. 1) Bebeğin zamanına ait olan ritim, kayıp ve yoklukla bağlantılı patolojiler probleminin daha öncesinde sembolizasyon ve temsilin ilk seviyesinin olduğunu gösterir. 2) Bebeğin ilk iletişim şeklini oluşturan duyular ile ilk ruhsal zarflar oluşmaktadır. 3) Duygulanım ruhsallığın inşasında merkezi rol oynar. Bunun nedeni ise, beden ile bağlantılı ruhsallığın halihazırda özneler arası oryantasyonunun olmasıdır. 4) Özne ötekine olan tüm bağlantısını geri çekerken, en ilkel ıstırapların yoğunluğu ile yüzleşen öznelerin savunmaları bedene kaydedilmektedir. 5) Serbest dağılan dikkatin içinden geçen bir özneyi dinlemek, kelime çağrışımlarına odaklanmadan önce, bir ötekine yönelik dikkate, sözsüz malzemenin farklılıklarına ve özelliklerine bağlıdır. 6) Bakım ve önleme aygıtları en ilkel ıstırabı karşılamak ve dönüştürmek için kapsayıcı işleve sahip olmalıdır.